Şu koca dünyada bu oyunu sevmeyen bir insan var mı? Yıllardır bu işin içinde olan biri olarak Mafia II ile alakalı kötü bir yorum ne gördüm ne de duydum. E şu koskoca piyasada herkes tarafından bir şekilde sevilen çok ama çok az oyun olduğuna göre, biz bu oyunun kıymetini bilmeliyiz arkadaş. İşte bu yüzden karşınızda, hikayesiyle, karakterleriyle, gerçekçiliğiyle ve tüm ihtişamıyla; Mafia II!
İlginizi Çekebilir: Yakın Geçmiş #2: Dishonored
Bundan yaklaşık 7-8 yıl önce, büyük çaplı oyunlarla ve dönemin platformlarıyla yeni yeni tanışmış biri olarak Mafia II’yi oynadığımı hatırlıyorum. Aman Allah’ım o grafikler, o gerçekçilik neydi öyle? Polisi atlatsanız bile plakanızdan ve üstünüzdeki kıyafetlerden sizi aramaya devam etmesi falan bana acayip iyi geliyordu. Peki muhteşem hikayesi ve derin karakterlerine ne demeliydi? Mafia II o zamana kadar gördüğüm en iyi oyunlardandı ve ne biliyor musunuz? Aradan 8 yıl geçmesine rağmen bu fikrim biraz olsun bile değişmedi.
Senaryo
Mafia II’nin senaryosu gördüğüm en iyi senaryolardan biri değil aslında ama “en iyi yazılmış” senaryolardan biri. “Aradaki fark ne?” diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Şöyle söyleyeyim; Mafia II’nin konusu ilk kez gördüğümüz, dudak uçuklatan, şaşırtan bir konu değil, gayet sıradan bir konu. Fakat bu sıradan konu alınıp karmaşıklaştırılmış, şaşırtıcı ve ilgi çekici bir hale getirilmiş.
Oyun 1950’lerin Amerikasında geçiyor. Karakterimiz Vito Scaletta 1925’te Sicilya’da doğmuş ve küçük yaşta Sicilya’daki yaşam zorluklarından dolayı ailesiyle beraber Amerika’ya taşınmış. Amerika sokaklarında büyüyen bir çocuk olarak Joe Barbaro ile tanışmış ve yıllar içerisinde can ciğer hale gelmişler. Vito 18 yaşındayken Joe ile işledikleri bir suç yüzünden tutuklanmış. Hapse girmek veya orduya katılmak arasında bir seçim yapması gereken Vito orduya katılmayı seçmiş ve uzun bir süre orduda görev almış. Günün birinde bir savaşta yaralanınca da savaş gazisi olarak evine, “Empire Bay’e” geri dönmüş.
Oyuna tam o gece, Vito evine döndüğünde başlıyoruz. Fakat evde de durumlar iyi değil, ailenin büyük borcu var. Vito namusuyla birkaç iş deniyor ama baktı olacak gibi değil, eski hayatına geri dönüyor. Hikayenin devamında çalıştığımız insanlar, görevler, ihanetler, savaşlar, kayıplar peşimizi bırakmıyor. Hikayenin hiçbir kısmında sıkıldığınızı hissetmiyorsunuz çünkü dediğim gibi, hikaye fazla iyi yazılmış. Sürekli sizi şaşırtmayı, etkilemeyi başarıyor ve bu gerçekten çok iyi bir şey. Zaten ilk Mafia oyunu hikaye bakımından aşırı zengindi. Mafia II de ona oldukça yaklaşıyor.
Oynanış
Mafia II bir açık dünya aksiyon oyunu. Açık dünya demek ne kadar doğru bilmiyorum çünkü oyun aslında özgürce dolanmanız için dizayn edilmemiş. Sadece görevler geldikçe oraları gitmenizi istiyor, hatta oyunu bitirdikten sonra özgürce dünyayı bile keşfedemiyorsunuz. Oyunun oyundan sonra bir kayıt yeri yok, oyunu bitirdikten sonra tekrar açmak isterseniz son görevin başından başlıyorsunuz. Bu yüzden Mafia II tam bir açık dünya oyunu olmasa da tüm oyun dünyası tarafından açık dünya oyunu olarak kabul edilmekte. Mafia II’nin hikayesi, New York’tan esinlenerek dizayn edilen Empire Bay isimli kurgusal şehirde geçiyor. Empire Bay dinamik ve güzel bir şehir. Yapılacak şey sayısı çok olmasa da bir şekilde canlı hissettirmeyi başarıyor. Ayrıca oyunun farklı bölümlerinde farklı mevsimler yaşandığı için Empire Bay’in mevsimi, bitki örtüsü, yolları, insanları, her şeyi tamamıyla değişiyor ve bu da oyunu ve oyunun dünyasını canlı tutmayı başarıyor. Sırf bu sebeplerden bile Mafia II’nin açık dünyası oldukça başarılı kabul edilebilir.
Oyunda koca bir şehir varsa arabalar büyük bir yer kaplıyor demektir. Oyunda birçok araba var ve siz bu araçları alıp plakasını, rengini, jantını, motorunu, görünüşünü değiştirebiliyorsunuz. Onları garajınıza koyduğunuzda ise sizin oluyor ve istediğiniz zaman alıp sürebiliyorsunuz. Arabayla kaza yaptığınızda falan gidip tamir ettirmeniz ya da polisler tarafından arandığınızda arabanın plakasını değiştirmeniz gerekiyor. Bunun kadar güzel başka bir detay ise polisler tarafından arandığınızda kıyafetinizi değiştirmenizin gerektiği. Çünkü polisler sizi aramaya devam ediyor ve kıyafetinizi değiştirmezseniz sizi gördükleri anda kovalamaca tekrar başlıyor.
Mafia II’nin aksiyon ve shooter kısımlarına gelirsek; oldukça başarılı olduklarını söyleyebilirim. Oyunun temposu çok iyi bir kere. Biraz aksiyon, ondan sonra biraz sakinlik, ondan sonra biraz daha aksiyon, biraz ara sahne ve hikaye, sonra araba sürüşü falan derken her şeyden kararında alıyorsunuz ve bu da hiçbir zaman sıkılmamanıza neden oluyor. Bu temponun üstüne iyi çalışan ve iyi düşünülmüş mekanikler ve aksiyon sahneleri de eklenince ayrı bir tat almış oyun. Oyunda ateşlediğiniz her mermiyi hissediyorsunuz. Durum böyle olunca da sürekli çatışmaya girmek istiyorsunuz. Eğer bir oyunun asıl sunduğu şeyden sıkılmayıp üstüne daha fazla olmasını istiyorsanız o oyun bir şeyleri doğru yapmış demektir. Aksiyon bazlı birçok oyunda aksiyona girmekten kaçındığımı, çünkü sıkıldığımı biliyorum çünkü.
Grafikler ve Diğer Detaylar
Oyunun grafikleri zamanına göre şahane. Karakterler, çevre, arabalar hepsi ayrı ayrı güzel görünüyor. Özellikle kış mevsiminde etraf o kadar iyi görünüyor ki sürekli gezesiniz geliyor. Grafik açısından bizden yüksek bir puan alıyor yani oyun. Teknik detaylara gelecek olursak, oyunda birkaç tane bug var. Bazı bölümleri bitirmeniz gerektiği halde bitirememeniz ve görevi tekrarlamanız gerekmesi gibi can sıkıcı buglar var. Aynı zamanda oyunu Steam’den başlattığınızda oyun farklı bir dilde başlıyor. Oyuna girmeden önce Steam’den oyunun İngilizce dosyalarını indirip oyunu öyle başlatmanız gerekiyor. Eğer bu sorunla karşılaşırsanız bunu yapmanız yeterli olacaktır.
Bahsetmek istediğim bir diğer nokta ise oyunun müzikleri. Dönemin en güzel müzikleri birleştirilmiş ve önümüze sunulmuş. Özellikle oyunda çalan caz parçaları beni benden alıyordu ve oyunu oynama isteğimi büyük bir ölçüde arttırıyordu. Umarım siz de seversiniz!
Bir yorum yap