Yazmaya başladığım 2005 yılından beri kendime koyduğum ve çok sevdiğim katı bir kuralım vardır. Oynanmamış oyun yenidir. Bu yüzden benim literatürümde hiçbir zaman eski-yeni tarz konuşmaları göremezsiniz. Şimdi sizlere bahsedeceğim oyun özellikle 2009 yılının Mayıs ayında çıkan Yukarı Bak animasyon filminin oyunu. Güzel sade ve eğitici. Oyun 2009 yılında çıkmasına rağmen grafikleri sanki günümüz dünyasına adapte olmuş bir şekilde bize hizmet etmeyi bekliyor. Disney’in oyun dünyasına kattığı en iyi oyunlardan bir tanesi olduğunu düşünüyorum.
Bir Macera Vardı!
İsterseniz Animasyonu şöyle bir hatırlayalım. Yıllar önce filmini izlerken o güzel grafikleri acı da olsa hüzünlü izlemiştik ve çok beğenmiştik. Küçüklükten tanışan Karl Fredericksen ve eşi Ellie ile tanışmaları mutlulukla izlemiştik. Ne var ki her oyun belli bir süre sizi mutlu etse de filmde olduğu gibi üzücü şeyler de var. Bu gençlikten beri birlikte evli kalan tatlı çiftliğimiz para biriktirmek için çabalıyordu. İzlemeyenler tabii ki olacaktır fazla spoiler vermek istemiyorum ve oyuna adapte olmak için öncelikle animasyonu mutlaka izlemelerini rica ediyorum. Çünkü animasyondan bazı kesitler ve bazı hatıralar olacağı için size büyük yarar dokunacaktır Hani “Ben hangi oyunu oynuyorum? Nasıl buraya geldim?” gibi cümleler kurmayın desem yalan olmaz.
İlginizi Çekebilir: Sokağın Çocukları: Max Payne #1

Yukarı Bak
Cennet Vadisi Nerede ?
Tıpkı filmdeki gibi oyunda en çok görebileceğimiz karakterlerden bir tanesi de izci çocuk Russel. Film boyunca okulun onu gönderdiğini ve yaşlılara yardım etmek istediğini belirten bu yaşlı dostu Russel, oyun ve filmde duyabileceğiniz en fazla kullandığı kelime Bay Fredericksen olacak. Animasyon filmini izleyip bitiren kişi 2009 yapımı Yukarı Bak oyununa başlayacağı sürede kendisini filmin ortalarında buluyor. Fazla Spoiler vermek istemiyorum ama belki de filminin sonunu oyunda siz tamamlayacaksınız.
Peki Senaryo Nasıl?
Filmde olduğu gibi yaşlı kahramanımız Karl, balonlarını uçurmuş eşiyle birlikte karar verdikleri ama gidemedikleri, eşinin son isteğini yerine getirmek istediği vadiye doğru yola çıkmıştır. Gökyüzünde kapı birden çalınır. Kapıyı açtığında komik bir manzara ile karşılaşır. Yaşlı Karl Haberi olmadan kendi macerasına okuldan İzci Russelide katmıştır. Yanlış bir duygu olduğunu düşünen yaşlı kahramanımız Russeli ailesine teslim etmek için balonlardan birkaçını kopartır. Bu sırada itişmelerden Karl yere düşer ve dümen Russelin kontrolüne geçer. Russelin amacı sadece yardım etmektir. Uyandığında Russel kendilerini Güney Amerika’da bulunan eşi ile birlikte gelmek istediği Cennet Vadisine getirir. Sert bir düşüşle evin içinden çıkarlar. Cennet Vadisi’ne gelen bu iki ile yeni Maceraları atılacağını kesinlikle bilmiyordur. “Genel olarak oyuna giriş nasıl?” diye sorarsanız, sizi zamanın ötesinde tabii ki kreşler beklemiyor ama çok tatlı grafikleri beklediğini söyleyebilirim. Bir çocuk oyunu gibi görünse de yetişkinlerin bile düşünce, mantık ve kafa yapısını olacak özelliklerde bulmacalara sahip bir oyun olduğunu söyleyebilirim.
Cennet Vadisi’nde Hayal Gibi Bir Macera Yaşayın!
Az önce bahsettiğim gibi hızlı bir düşüşle Cennet Vadisi’ne geliyorlar. Cennet Vadisin’de animasyondaki gibi evi bağlayamadıkları için ev hızlı bir şekilde kayalıklardan rüzgar etkisiyle yön değiştiriyor. Kahramanlarımız rüzgarın etkisiyle evin gittiğini görünce maceraya istemeden de olsa başlıyorlar. Oyunda iki kişiyi kontrol ediyorsunuz. Diyelim ki 9 yaşındasınız, paylaşmanın ne olduğunu bilmiyorsunuz. Hayatınız boyunca tek başınıza oyun oynamışsınız. Gazete haber sitelerinde “oyun oynamak kötüdür, oyun oynamak psikolojik sorunlara yer açar” cümlelerini sıklıkla duymuşsunuz. 15 dakika kendinize vakit ayırdığınızda oyunun en başta ürettiği bir olay var. Paylaşmak! Oyun size hayatınızda ne kadar güçlü olursanız olun bir insanın yardımına almadan bir yere gelemeyeceğinizi gösteriyor. Bunu da paylaşarak yapıyorsunuz. Oyunun yaptığı ikinci şey problem çözme yeteneğini geliştirmek. Oyunda bazı bölümlerde öyle zora giriyorsunuz ki nereye gitseniz, ne yapsanız bilemiyorsunuz. Hangi şekilde oyuna devam edeceğinizi problem çözme yeteneğinizi geliştirerek öğrenebiliyorsunuz .
Kendinize Güvenin!
Hani sosyal hayatımızda bazı kendini beğenmiş müdür veya patronlar sizi karşısına alır ve kalabalık bir yerde “Senin kendine güvenin yok, sen kendini geliştirme yeteneğine sahip değilsin” gibi aptalca kelimeler kullanır ya. Bu sizin problem çözme yeteneğinizi olmadığını göstermez. Yalnızca ahmaklığı ile sadece para kazanmış kişilerin kendini üstün görme özelliğindendir. Bu gibi oyunlar oynayarak ilk başta söylediğim gibi hem paylaşmayı hem de kendinize olan güveni ve problem çözme yeteneğinizi geliştireceğini inanıyorum. Bazı oyunlar kendi kendini geliştiremez. Bir oyunun amacı sadece silahla ateş etmek olabilir. Kimi oyunlar ise kişinin el becerilerini geliştirecek en önemli etmenlerden bir tanesi olarak insanların hizmetine sunulur. Oyunun başında oturduğunuz yerde paylaşmayı ve problem çözme yeteneğinizi geliştiriyorsunuz. Belki de ülkemizde en sevilmeyen oyunlardan çeşit olarak kendi potansiyeli bulma oyunları ya rafa kaldırılmıştır yada beğenilmemiştir.
Atmosfer Çok Güzel!
Oyununun atmosferi karanlık fırtına ve yağmurlu bir atmosfer. Çevremizde bize yardımcı olacak sandıklar, enerjimizi dolduracak çiçeklerler bulunuyor. Oyunda ilerlerken kaptırıp düz bir yol hayal etmeyin. Kimi zaman karşımıza bir göl, kimi zaman dağlık bir bölge, kimi zaman da tahterevalliden atlayıp karşı tarafa geçirmenizi sağlayan projeler çıkıyor.
Oyunun iki kişi oynandığını söylemiştim. Sırasıyla birbirimize yardım ediyoruz. Farklı şekillerde oyunun sunmuş olduğu eksik materyalleri topluyoruz. En çok topladığımız şeyler çiçek ve kelebek. Oyunda tuzaklanmış bölümleri geçebiliyor, bazı eşyaları yerinden oynatarak gideceğimiz yere doğru bir plan yapmamızı sağlıyor. Karakterlerle sesler arasında farklılıklar oluşabiliyor. Bu arada oyunun Pc, PSP ve PS2 versiyonlarında bazı geçiş farklılıklarıda var. Ilerlemeli versiyonları olduğu için kriterler arasında sanki oyun hiç bitmeyecek gibi düşünüyor tuzaklardan geçerken kendinizi koruma altına alıyorsunuz. Oyun oynarken o kadar çok macera yaşayacaksiniz ki, bunu bilseniz kendinize kocaman bir kahve deposu hazırlarsınız.
Macera Sizinle Gerçekleşecek!
Şimdikiler soruyor ya “Yeni nesil bir oyunda hikayeye mi, oynanabilirliğe mi, yoksa grafiğe mi, önem verirsiniz?” diye. Tahmini 2015 yılında çıksaydı size animasyon filminden kocaman sahneler büyük devasa videolar sunacaktı. Çünkü günümüz oyuncuları geçmiş dönem oyuncuları gibi oyun oynamıyor bir oyun alıyor parasıyla aldığı oyun kendisinin olduğunu zannediyor ancak bir oyunda hatıralar yoksa, bir oyuna oyun demek gerçekten çok zor bir durum. Oyun 2015 yılında çıksaydı geniş çaplı full HD videoların arasında 10 bölüm oyun oynayacaktınız. Kısaltılmış bir hikayesi olan ama hemen bitirip sıkılacağınız bir oyun. Bu tür oyunlarda sıkılmıyordunuz. Oyun oyun olarak kalmadığı için ticarete döndüğü için şimdi fazlasıyla video izliyor, oynanabilirlik ve hikayeden mahrum kalıyorsunuz. Bu oyunda tuzaklardan atlıyor dehanızı konuşturuyor, yeri geliyor düşmanımızın zeplinine biniyor, yeri geliyor uçurumlardan atılıyor yeri geliyor zeplin üzerinde bir ölüm kalım yarışı veriyorsunuz.
Uzun Hikaye, Uzun Oynanış ve Final!
Animasyonu belli bir bölümden sonra siz yaşıyorsunuz. Sonu belli ancak konuyu değiştirecek finali uğrayacak finalde mutlu sona ulaşacak iki kişi görüyorum. Animasyon filminin detayları için buraya tıklayabilirsiniz. Oyununu merak ediyorsanız yanınıza alacağınız bir arkadaşınızla hoşlandığınız yiyecekleri yanınıza alarak ışığı kapatıp birbirinize yardım ederek yıllardan beri hayalini Kuran Cennet Şelalesi’nde huzurlu bir hayat yaşayın…. Oyunu çok seveceksiniz. Sadece buu oyun için değil, her oyunu, sevsin, sevmesin her zaman yanınızda olacak, sevdiğiniz, değer verdiğiniz, size akıl verecek eğlenmeyi bilen dostlarınızla oynamanızı rica ediyorum. Eğer bir oyun tek başına oynanıyorsa orada arkadaşlık ve kardeşlik bakımından bir eğlence gerçekleşmiyor. Hayat Güzeldir. Siz de hayatın kendisinden bir parça koparmak için param var istediğim oyunu alır oynarım demeyin. Güzel arkadaşlıklar kurun ve oyunun heyecanını birlikte paylaşın. Oyunu oynarken sizlere iyi eğlenceler diliyorum. Unutmadan söylüyorum. Bu benim sloganımdır. Oynanmayan oyun yenidir…
Bir yorum yap