Gece Modu
OyunLobi

OyunLobi

News archive

Bütün Oyun Lobi okurlarına merhaba. Bu yazımızda Sokağın Çocukları serimizin yeni oyununu size açıklamaktan çok mutlu olacağım. Oyunumuzun adı Postal 2. Postal 2  Running With Scissors oyun şirketinin oluşturduğu birçok platformda oynanabilen aksiyon video oyunudur. 1997’de yayımlanan Postal serisinin devamı olarak 2003 yılında piyasaya sürülmüştür. Şiddet ve kan içerikli bir oyundur. Postal serisinin 2011 yılında geliştirilmiş video oyunu ise Postal 3’dür. Fakat Postal 3,Postal 2 kadar ilgi görmedi. Gerek oyun içerisindeki buglar gerekse aşırı saçma bir hikaye Postal severler için en büyük hayal kırıklığı oldu. Benim de öyle tabii ki.

oyunlobi postal2

Görevimiz “SÜT”!

Oyunda yönettiğimiz keçi sakallı, orta boylu, siyah güneş gözlüklü ve kızıl saçlı adamımız Postal Dude güne her normal insan gibi uyanmıştır. Ama ruh hali dengesiz annesinin eline tutuşturduğu günlük işleri halletmek zorundadır. Para yatırmak için bankaya gitmeniz, eve süt almanız ve daha bir çok görevi yapmanız gereken bir kağıt ile kahvaltı dahi yapmadan evden çıkıyorsunuz. Oyun şimdiye kadar çok normal görünüyor değil mi ? Gelin görevlere bir göz atalım

Postal Dude adlı karakterimiz Paradise, Arizona`da, küçük bir kasabada annesiyle beraber bir karavanda yaşamaktadır. Oyuna başlangıç günümüz Pazartesidir. Oyuna başlarken elimizde harita vardır ve karavandaki anne, Postal Dude’a her gün sınırları zorlayan görevler verir, aslında sınırları zorlayan annenin verdiği görevler değildir. Postal Dude gideceği her yer de bir olay yaşanacaktır. Pazartesi günündeki görevler Running With Scissors resmi firmasına gidip banka kartı almak, Marketten süt almak ve bankadan annesi için para çekmesi gerek. Saçma sapan görevlerle cebelleşeceğiniz Postal 2’de büyük ihtimalle siz de hemen hemen herkes gibi görevleri bırakıp insanlara eziyet edip amacınızdan sapacaksınız.

Asmak,Kesmek,Kelle Uçurmak!

Postal 2 her ne kadar günlük görev üzerine kurulu gibi görünse de bir çok çatışmanın içerisine gireceksiniz. Oyunda kendinizi bir grup eylemcinin yaptığı eylemin ortasına bulacaksınız. Eylemcileri silahla kurşuna dizebilirsiniz. Postal 2’de vahşet ve kan kısmı bu standart silahlarla sağlanmıyor. Garajdan alacağınız kazma ile insanların kafasına, koluna vurup öldürebilirsiniz. Daha sonrasında yine o kazma ile kolunu, bacağını, kafasını bedeninden ayırıp golf bile oynayabilirsiniz. Fakat vahşet bu kadarla sınırlı değil. Yolda buldulup yakaladğınız kediyi namlunuzun ucuna takıp insanlara ateş saçarken kediciği de paramparça etme hakkınız var. (Her ne kadar tasvip etmesek de!)

Oyunun içinde boş boş gezen bir sürü insan mevcut. Bütün insanlarla bire bir iletişim kurup konuşabilirsiniz. Ama dikkat edin tanımadığınız insanlar size küfür ve hakaret ile karşılık verebilir. Ama üzülmeyin. Neyse ki elimize geçirdiğimiz benzin bidonu ve kibrit ile size atar yapan karakteri yakarak kendisini küle çevirebilirsiniz. Polis konusuna gelecek olursak; ilk başlarda pek kalabalık olmasalar da siz ilerledikçe onlar da çoğalıyor ve gelişiyorlar. Başlarda silah bile taşımazken ilerledikçe SWAT haline geliyorlar. Siz ne kadar tehlikeli olmaya başlarsanız onlarda ona göre tedbir alıyorlar. Polisin ve insanların yapay zekası gayet başarılı olarak oyuna işlenmiş. Şehrin ortasına tuvaletinizi yapmaya çalışırsanız polis sizi tutuklamak için yanınıza gelir. Eğer direnmezseniz hapse atılırsınız. Fakat direnirseniz işleri çığırından çıkarabilir ve kendinizi büyük bir kargaşanın içerisinde bulabilirsiniz.

Oyun hakkında aşırı fazla konuşup laf kalabalığına gerek yok. Bu yazıdan sonra tahmin ediyorum ki eski oyuncuların gözleri nemlenmiştir. Hadi oyuna girip şehrinizi kaosa çevirme zamanı.

 

 

2018 Ekim ayı çok dolu dolu geçecek gibi duruyor. Yılın sevdiğimiz dönemi Eylül ayıyla başladı ve Ekim ayıyla devam edecek. Söylememiz gerek ki Ekim ayı bu senenin en iyi ayı olacak. Birçok büyük isimin çıkış yapacağı ayda daha küçük bütçeli ama oldukça ilgi çekici oyunlar da çıkacak.

İlginizi Çekebilir: Yakın Geçmiş #1: Sleeping Dogs

Oyun Platform Çıkış Tarihi
Forza Horizon 4 Xbox One, PC Ekim 2
Fist of the North Star: Lost Paradise PS4 Ekim 2
Mega Man 11 PS4, Xbox One, Switch, PC Ekim 2
Assassin’s Creed Odyssey PS4, Xbox One, PC Ekim 5
Super Mario Party Switch Ekim 5
Disgaea 1 Complete PS4, Switch Ekim 9
WWE 2K19 PS4, Xbox One, Switch, PC Ekim 9
Call of Duty: Black Ops 4 PS4, Xbox One, PC Ekim 12
The World Ends with You: Final Remix Switch Ekim 12
Lego DC Super Villains PS4, Xbox One, PC, Switch Ekim 16
Starlink: Battle for Atlas PS4, Xbox One, Switch Ekim 16
Warriors Orochi 4 PS4, Xbox One, Switch, PC Ekim 16
Syberia 3 Switch Ekim 18
Dark Souls Remastered Switch Ekim 19
Soulcalibur VI PS4, Xbox One, PC Ekim 19
Just Dance 2019 PS4, Xbox One, Switch Ekim 23
My Hero One’s Justice PS4, Switch Ekim 26
Red Dead Redemption 2 PS4, Xbox One Ekim 26

 

Bu ayın en öne çıkan oyunu şüphesiz Red Dead Redemption olsa gerek. Senenin oyunu olacağını düşündüğümüz oyun bu ayın son oyunu olacak. Onun dışında Assassin’s Creed Odyssey ve Call of Duty Black Ops 4 de Ekim ayında çıkış yapacaklar. Fakat bizim ayrıca beklediğimiz bir oyun da bu ay çıkış yapacak. O da Forza Horizon 4!  Forza Horizon 4 Ekim ayının başında çıkarak ayın ilk oyunu olacak. Birbirinden güzel oyunların çıkacağı Ekim ayını merakla bekliyoruz!

8.7

Sleeping Dogs çok ama çok sancılı bir süreçten geçerek oyuncularla buluşmuş bir oyun. Yapımcısı, ismi, cismi defalarca değiştikten sonra sonunda 2012 yılında Square Enix’in fırınından çıkmıştı. Öylesine doyurucu ve güzel bir oyundu ki, bilemezsiniz. Sleeping Dogs 2012 yılının en iyi oyunlarından biriydi. Yenilikçi açık dünyasıyla, dövüş sistemiyle, hikayesiyle, karakterleriyle muazzam bir oyundu. Benim de defalarca kez bitirdiğim, favori oyunlarımdan biridir kendisi. Bu sebeple Yakın Geçmiş serimize Sleeping Dogs ile giriş yapıyoruz.

İlginizi Çekebilir: Shadow of the Tomb Raider İnceleme

Senaryo

Senaryo Hong Kong sinemasından ve hikayelerinden tanıdığımız, oldukça fazla işlenmiş bir konuyu ele alıyor. Çocukluk arkadaşlarının çetesini çökertmek için onların arasına sızıp onlardan biriymiş gibi davranan bir polis olan Wei Shen’i anlatıyor oyun. Karakterimiz tam olarak bir polis sayılmaz ama senaryonun detaylarını tümüyle paylaşmamak için biraz üstünkörü anlatacağım senaryoyu. Çünkü senaryoda sürprizler, entrikalar ve daha birçok şey bulunuyor. Oyuna, çeteyi çökertmek amacıyla başlıyoruz fakat tahmin edebileceğiniz üzere, hikaye ilerledikçe çocukluk anılarımız, sevdiğimiz insanlar, geçmişimiz aklımızı oldukça bulandırıyor. Bu ikilem arasında gidip gelerek oynuyorsunuz oyunu ve çoğu zaman ne yapacağınızı, ne yaşanacağını kestiremiyorsunuz. Oyunun en güzel olduğu anlar bunlar zaten. Hikayeyi oyuncuya tam anlamıyla aktarabilmesi. Sıradan bir konuyu ilginçleştirebilen ve aynı zamanda zevkli hale getirebilen bir oyun Sleeping Dogs. Aynı zamanda bu hikaye içerisindeki hemen hemen tüm karakterleri güzel şekilde sunuyor ve sevdiriyor. E hem konu güzel hem de karakterler güzel. Senaryo açısından eleştirilebilecek pek bir kısım yok.

Sleeping Dogs Açık Dünya

Sleeping Dogs Açık Dünya

Oynanış

Geldik oyunun asıl öne çıkan kısmına, oynanış. Sleeping Dogs bir açık dünya aksiyon oyunu. Hem açık dünya kısımları başarılı hem de aksiyon kısımları. Açık dünya ile başlayalım. Oyunun açık dünya olarak nitelendirdiği yer, Hong Kong. Işıl ışıl geceleriyle, tapınaklarıyla, lüks arabalarıyla ve mafyalarıyla oldukça gerçekçi bir Hong Kong var karşımızda. Ayrıca Hong Kong’un içi boş hissettirmiyor. Görevler, yan görevler, toplanabilirler ve şehrin dizaynı ile canlılık hissi iyi verilmiş. Boş bir şehirde yaşıyormuşsunuz hissi vermiyor yani. Ayrıca oyunun haritası hiç de küçük değil. Arabayla oradan oraya gidip dilediğiniz gibi gezseniz bile sıkılmanız oldukça uzun sürer. Hem büyüklüğü hem de canlılığıyla oyun bu konuda oldukça üst düzey.

Gelelim shooter ve aksiyon kısımlarına. Oyun genel olarak yakın dövüş sistemine odaklanmış durumda. Batman Arkham stilindeki dövüş sistemini kendi tarzına çok iyi uyarlamış. Uyarlamakla kalmamış bu sistemi geliştirmiş ve çok güzel bir şekilde sunmuş. Sleeping Dogs’un dövüş sistemi görebileceğiniz en rahat ve akıcı dövüş sistemlerinden biri. Hiçbir zaman sıkmıyor veya baymıyor. Özellikle oyunun başında sürekli birileriyle dövüşmek isteyeceksiniz, o derece. Oyunun ikinci yarısından sonra ise devreye ateşli silahlar giriyor. Ateşli silah kısımları dövüş kısımlarına göre biraz daha zayıf kalıyor ama buna rağmen piyasadaki herhangi bir açık dünya oyunundan çok daha iyi bir deneyim veriyor. Yine oldukça akıcı, sıkmayan bir shooter sistemi var oyunun. Ayrıca tadında olduğu için de kendini tekrar etme hissi vermiyor. Hatta ben Sleeping Dogs’un shooter mekaniklerinin GTA V’inkinden bile daha iyi olduğunu düşünüyorum. Elbette bu, kişiden kişiye göre farklılık gösterebilir.

Sleeping Dogs

Sleeping Dogs

Grafikler ve Teknik Detaylar

Oyunun grafikleri zamanına göre oldukça iyi. Kendine has bir renk paleti kullanan oyun özellikle geceleri harika görünüyor. E sonuçta Hong Kong, asıl gece iyi görünecek değil mi? Ayrıca oyunun performansı da zamanına ve grafiklerine göre oldukça sağlam. 2012’de kullandığım kötü bilgisayarımda bile oyun 30 FPS çalışıyordu. Daha ne olsun? Adamlar oturmuş optimizasyon kasmış. Takdir edilesi gerçekten!

Bahsetmek istediğim bir başka nokta ise oyunun müzikleri. Akılda kalan, moda sokan, Hong Kong müzikleri mevcut oyunda. Oyunu her bitirdiğimde tekrar tekrar dinlemeye başladığım birkaç müzik de var. Bu konuda da oldukça başarılı yani.

9

Oyun dünyasının en uzun soluklu serilerinden olan Tomb Raider oyunu, 1996 yılından bu yana popüleritesini devam ettiriyor. Playstation 1 aldığım zamanlarda, konsola taktığım ikinci oyun Tomb Raider 3 olmuştu. O zamandan bu zamana kadar tüm serileri ilgiyle takip ettim. İlk 4 seri fevkalade güzel giderken, 5. Oyun beklentilerin altında kalmıştı. Angel Of Darkness’te bir gelgit yaşandı. Oyuncular bir yandan yenilik istiyor, bir yandan da önceki oyunların daha güzel olduğunu söylüyorlardı. Sonuçta oyun yapımcısı Core Design ile yollar ayrıldı ve Tomb Raider Cyristal Dynamic’in ellerine teslim edildi. TR Legend, Anniversary (Tomb Raider 1’in remake’i) ve Underworld yapımları ile oyun çıta yükseltti. Nihayet üçleme şeklinde hazırlanan serinin son oyununa kavuşabildik.

Tomb Raider İnceleme

2018 yılının başlarında, oyunun yönetmenlerinden biri olan Jason Dozois şöyle diyordu: “Lara Croft’un gerçek bir mezar yağmacısına (Tomb Raider) dönüştüğü oyundur. Üçlemenin son halkası olan Shadow Of The Tomb Raider’da, macera doruk noktasına çıkacak ve Lara’nın geçmiş maceralarından nasıl etkilendiğini göreceksiniz. Şimdi bunun doğruluğunu öğrenme sırası geldi.

Bu satır biraz spoiler içerdiği için, oyunu oynamayanlar atlayabilir. Rise Of The Tomb Raider’dan sonrasını konu alan yeni oyunda, Lara Croft, Trinity adlı örgütün babasını öldürdüğünün kanıtlarına ulaşıyor. Üçlemenin ilk oyununda, babasının yaptığı etik olmayan bir iş yüzünden intihar ettiğine inanmıştı. Ancak acı gerçekleri Rise Of The Tomb Raider’ın sonunda öğrendi. Babası intihar etmemiş Trinty adlı örgüt tarafından öldürülmüştü. Ölümsüzlüğün peşinde olan Lara Croft, bir gerçekle daha yüzleşmişti. Evet, ölümsüz insanlar vardı ve büyük bir bedel ödemek zorundaydılar. Macera bu kez Güney Amerika’da geçiyor ve Maya Kıyametini durdurmak için uğraşıyoruz. Önceki oyunlardan hatırladığımız Jonah Lara’ya eşlik ediyor. Maceraperest bir arkeolog kimliği olan Lara, önemli bir antik hançeri buluyor ve istemeden kıyameti tetikliyor. Meksika’da tsunami başlıyor ve çok sayıda insan ölüyor. Jonah, kalan insanları kurtarmak için söz veriyor. Lara ise en tepeden, bu felaketin önüne geçmek isteyen bir kahraman haline geliyor. Ancak tüm bunlar yaşanırken, Lara Croft psikolojik olarak sıkıntı yaşıyor. Öyle ya Maya Kıyametini başlatan kendisi. Jonah daha çok insanların hayatını kurtarma gibi bir misyon üstleniyor. Lara ise başlattığı kıyameti önlemek için, örgütün peşine düşüyor. Böyle hareket edince, Jonah’la sert tartışmalara giriyor.

Trinty adlı örgüt Lara’yı yakalıyor ve hançeri ele geçiriyor. Artık bundan sonrası Lara Croft’un işi, hançer kötü ellerde insanlığın sonunu getirecek. Bunun için Güney Amerika’daki Peru’ya seyahat edeceğiz. Ayrıca Lara Croft’un çocukluğuna dönerek bazı gerçekleri açığa çıkarmak için çabalıyoruz. Bu da Lara’nın ailesi ile ilgili konular. Flashback’lerle geçmişte yaşananlar, anılarında canlanıyor. Oyunun sonunda ise ailesi ile ilgili bir sürpriz var. Seriyi takip edenler hatırlayacaklardır, Tomb Raider 4 ve 5’te de Lara’nın çocukluğuna dönüp, kontrol etmiştik. Oyunun hikâyesi, ilk iki serinin aksine yeni senaristler ve yeni bir stüdyo tarafından hazırlandı.

Uçak Kazası ve Maceraya Giriş

Lara Croft ve Jonah istenmeyen bir uçak kazası sonucu, soluğu Meksika’nın Cozumel adasında alırlar. Trinty Örgütü lideri Dr. Dominguez’in peşine düşerler. Acaba Dominguez Lara’nın babasının ölümünden sorumlu kişi mi? Ölüler Günü Karnavalında rengârenk görüntüler, maskeli yerel halk ve satıcıları görüyoruz. Bazıları ile diyaloğa girebiliyoruz. Prologue bölümünde, oyunun kontrollerini ve hareket tekniklerini öğrendikten sonra, Tomb Raider ile özdeşleşmiş tırmanma-tutunma ve ilerleme kombinasyonlarını kullanarak hedeflere ilerliyoruz. Tırmanma işine daha bir renk katmak için bu kez Lara Croft çivili ayakkabı aparatını kullanıyor. Böylece daha dik ve meyilli kayalara daha rahat tutunup ilerleyebiliyor. Şimdi burada duralım, oyunun girişinde ne hissettim? Oyunu XboxOnex’te oynadığımı belirteyim, normal zorluğu seçtim, Yüksek Çözünürlük ve Yüksek Kare Hızı (FPS) tercihimi ise Yüksek Çözünürlükten yana kullandım. Yüksek Çözünürlük 4K 30 fps, Yüksek Kare Hızı ise 1080p 60 fps veriyor. Anisotropic Filtereleme (dokuları her bakış açısından modelleyerel gerçek kaplama sunan filtreleme), Physically-Based Rendering( Işığı daha gerçekçi modelleyerek oyuna aktaran teknoloji), Basic Tesellation Teknolojisi (poligonları artırma), Dynamic Foliage (Fiziksel tabanlı nesnelerin daha canlı ve orjinaline uygun yansıtılması) gibi teknolojilerle desteklenmiş. Televizyonumda 4K HDR destekli olduğu için, deneyimlerimi sizlere aktarabileceğim.

Öncelikle şunu belirteyim; oyunu ön sipariş verip beklemeye başladım ve yabancı sitelerden incelemeleri okudum. Genel olarak oyunun renk paletleri ve bir önceki oyuna göre pek bir yenilik içermediğinden bahsolunuyordu. Oyunu bitirip tekrar oynadığım zaman yanımda bir akrabam vardı (kendisi ile beraber birçok TR oyunu oynadık). Yorumu aynen şu: “ Grafik kalitesi tartışılmaz, ancak oyun için kullanılan renkler sönük kalmış. Ana resme odaklanmak için arka planda kalan tonlamalar kullanılmış. Günümüz teknolojisinde ben şahsen daha kaliteli renk tonları görmek isterdim. Uncharted 4 bunu çok güzel başarıyor. Bu yorumu oyunun ilk bölümünü oynarken yapmıştı. Bende kendisine hak verdim ve “Daha baskın ve gergin bir ortam sunmak için, renkleri filtrelemişler” yorumunu yaptım. Sonraki bölümlerde yerleşim yerleri, Maya Medeniyeti kalıntıları ve orman teması, özellikle gündüz vakti çok başarılı yansıtılmış. Gece teması da özellikle, ormanda aksiyona daldığımız sahnelerde izlenmeye değer. Suya girip dibe daldığımızda, oluşan dalgaların beyaz yansımaları beni çok etkiledi. İnsan izlerken gerçektende kendisini suda hissediyor. Yukarıda yazdığım teknolojiler oyuna başarılı bir şekilde adapte edilmiş. Bunun yanında mezarlar ve diğer antik yapılar görülmeye değer. Bunun için çok emek verildiği anlaşılıyor. Oldum olası Tomb Raider fanatiği olmamın başlıca sebebi bu antik mistik yapılardır.

Oyunda 3 ana başlıkta skiller (geliştirmeler) mevcut, Seeker, Warrior ve Scavenger. Ayrıca topladığınız alet-edevatlarla silah yükseltmelerini yapacaksınız. Önceki oyuna göre arayüz değiştirilmiş. Kamp ateşinin bulunduğu noktalara gelip, silah yükseltmelerini, kıyafet tercihlerini, hızlı seyahatleri yapabileceksiniz. Önceki oyunlarda olduğu gibi bazı geçitleri açabilmek için belli silah ve gereçlere ihtiyaç duyacaksınız. Karşınıza çıkan bir giriş kapatılmış, yanına gidince sizden shotgun istiyor ve bu silah sizin yanınızda değil. İleride ki bölümlerde bu silaha kavuşunca, geri dönüp geçidi açmanız mümkün olacak.

Gölgelerin Gücü Adına, Güç Bende Artık

Lara Croft her ne kadar kıyameti tetiklediği için, kendini suçlu hissedip ruhsal çöküntü yaşasa da, zorlu bir savaşçı kimliğine bürünecek. Önceki oyunda silahlı çatışmalar zorluydu ve “şu sahneler bitse” diye hayıflanıyorduk. Bu oyunda durum tamamen farklı. Oyunun ismine uygun şekilde Lara, baş edilmesi zor bir rakip olarak ön plana çıkıyor. Ormanda ilerlerken çamuru vücuduna ve yüzüne sürüp kamuflaj yaparak, ormanda gizleniyor. İster Sam Fisher gibi stealth tarzı (gizli) ilerleyerek düşmana ansızın ölümü tattırın, isterseniz de açık bir şekilde Rambovari saldırılar gerçekleştirin. Çatışmaları daha zevkli hale getirmek için çeşitli yollar mevcut, çevrede bulacağınız monotof kokteylleri, sis bombaları ve yakıt varilleri düşmanlarınıza daha etkili bir ölüm hazırlıyor. Mesela ağacın tepesine çıktınız, ister iple rakibi ağaca asın, isterseniz bıçakla ani bir saldırı gerçekleştirin. Bir sahneyi daha anlatacağım size, ağacın tepesinden 3 düşmanı izliyoruz. Ekran bize hedef alıp RB tuşuna basmamızı istiyor. Zehirli okla hedef alıp yayı serbest bırakınca düşman çıldırıp etrafa ateş ediyor. Bunun olmasını sağlayan ise, zehirli kurbağa ve böceklerdeki nörotoksik enzimlerle ürettiğimiz oklar. Oku kafaya gönderdim ve en yakındaki kendi müttefikini tarayıp öldürdü. Bir süre sonra zehrin etkisi ile ölüyor zaten. Bu sahneleri birkaç defa tekrar ettim, acaba farklı sahneler görebilir miyim diye; tam altımızdaki hedef düşman her sefer değişiyor. Silahlı iki müttefiki, o çıldırma anı gelince eğer yakındaysalar, mermilerden nasibini alıyor. Eğer düşman askeri uzaktaysa koşarak geliyor ve sizde ister iple dala asın, isterseniz bıçakla ani bir ölüm dalışı yapın. Öldürdüğünüz düşmanlara bubi tuzakları yerleştirebiliyorsunuz. Kontrol amacıyla cesede yaklaşanlar öbür tarafa havale oluyor. Diğer taraftan Açık söylemem gerekirse, silahlı çatışma sahneleri daha uzun olsun istedim. Oyundaki çatışmalar normal moda fena değil hatta önceki oyuna göre kolay olmuş. Ancak diğer zorluk derecelerinde oynamaya başlarsanız durum değişiyor. Sistem kademeli olarak düşmanların sağlık barlarını dayanıklı yapıyor. Cephaneler daha kıt oluyor ve en zor moda Lara’nın sağlık barı yenilenmiyor.

Oyun 10 bölüm var ve macera 3 ana yerleşim yeri üzerinden işlenmiş. Kuwaq Yaku, Paititi ve San Juan Bölgesi. Ana görevler dışında yerel halkla konuşarak haritada bazı secretlera, toplanabilir nesnelere ve haritalara ulaşıyoruz. Bu yüzden NPC’lerle konuşmayı ihmal etmeyin. Bu oyunda ayrıca alım satım işi mevcut. Yerel satıcılara gidip çeşitli silah ve ekipmanları alabilir, aynı zamanda üzerinizdeki eşyaları satabilirsiniz. Dikili taşlar, Murallar, harita güncellemeleri, değerli madenler (altın ve zümrüt), sağlık sunan bitkiler, Challange’lar ve Mezar Görevleri ile gelenek devam ediyor. Ana hikâye dışında yan görevlerde mevcut. Paititi’de, hasta olan bir kadına şifalı otu getirmek için göreve çıkıyoruz. Yine aynı yerde Hakan (Evet doğru okudunuz ismi Hakan) isimli kişiyi örgütün elinden kurtarma gibi görevler var. Oyunu bitirdikten sonra, kalan görevleri bitirmek için haritada çeşitli yerlere gittim. Bu yolculuğumda suda ilerlerken, hasar görmüş bir İspanyol Korsan Gemisini buldum. Demem o ki, keşfedilecek birçok görev sizi bekliyor.

Yağmalanacak Mezarlar Nerede

Bu mezarları bulmak, bulmacaları çözmek ve ödüle ulaşmak çok keyifli. Bulmacalar zor değil, kararında hazırlanmış. Olaya geniş bir perspektiften baktığınızda, nasıl bir yol izlenilmesi gerektiğini buluyorsunuz. Mezar yerlerinin çoğunu buldum, ancak bazı mezar girişlerindeki engeli aşmak için, silah ve ekipman gerekiyor. Bu da ilerde karşınıza çıkacağı için, tekrar geri dönmek zorundasınız. Bu mezar görevleri, oyunun ana temalarından biri olan keşif hissini üst seviyeye taşıyor. Serideki yaptığım mezar görevleri fevkaladeydi ve 3’lü trilogy tamamlandığı için, yeni bir Tomb Raider oyununda nasıl bir yol izlenecek merak ediyorum.

Gelelim orman temasına; en çok etkilendiğim konu ve yapımcıları bu yüzden tebrik etmek istiyorum. Ağaçlardan tutun, bitki örtüsüne ve içinde barındırdığı canlılara kadar çok gerçekçi görünüyor. Bölge ve iklime uygun hayvan türleri ormanda barınıyor. Orman insana barınak ve yiyecek sağlar, aynı zamanda insanın ölümüne sebep olacak vahşi hayvanları da barındırır. Jaguarlar bu tehlikenin en zirvesinde ve gerçektende ürkütücüler. Çakallar var ancak o kadar tehlikeli görünmüyorlar. Tamam, toplu olarak saldırıyorlar, ancak elinizdeki bir otomatik silah onları kolayca Tahtalı Köy’e gönderecektir. Yalnız burada bir parantez açmak istiyorum. Mavi kurbağalara rastlıyoruz ve bunlar olduğu yerde zıplayıp duruyor. İleri geri hareket etmiyorlar. Mesela kuş türü canlılar sanki fotokopi yapılıp çoğaltılmış, aynı şekilde anlamsız anlamsız eğilip kalkıyorlar. Bu da gerçekçilik hissine darbe vuruyor. Ormanda cüsseli bir tür bulunsun deyip kapibaraları koymuşlar. Başka bir köy ormanında domuzlar geziyor ve lamaları görüyoruz. Lara yaklaşıp sevmeye kalktı, bekledim tükürecek diye ama yapmadı. Bunun haricinde ormanda ki maymunları ve tavşanları sayabiliriz.

Yerleşim yerlerine geldiğimizde örneğin Paititi’de yerel bir kıyafet giyip isyancılara katılıyoruz. Lara o yöreye özgü kıyafetleri giymenin yanında, kamufle olmak için tören kıyafeti ve maske de takıyor. Yaaxil denen liderle ortak hareket edip, O’nun vahşi yaratıkları ile beraber Trinity askerlerine ölüm getiriyoruz. Oyunun dramatik yanı ise onlarca insanın kurban edilmesi ve bunun yerel halk tarafından ilgiyle izlenmesi. Etrafta insan ölüleri ve verdiği kokular Lara Croft’u derinden etkiliyor. Aynı zamanda Paititi Halkının Kraliçesi olan Unarutu’nun ölümü. Halkanın son düğümünü çözmek içinse, Hristiyan San Juan Bölgesindeki özel kutuyu bulmak zorundayız.

Oyunun ses ve müzik direktörü Rob Bridgett: “Son 5 yılda seriyi bu kadar başarılı hale getiren müzikal enstrümanlara sadık kaldık, çoğu şey estetik açıdan gelişti. Lara’nın duygusal ve hareketli macera sahnelerinde her iki duruma uygun müzikler tercih ettik.” Gerçektende oyunun atmosferine uygun müzik tercihleri yapılmış. Peru’daki antik kalıntıları gezerken mistik müzikler insanın ruhunu okşuyor. Hareketli kaçış sahnelerinde ise adrenalini üst seviyeye çıkaran parçalar hazırlanmış. Oyundaki besteleri oluşturan kişi Güney Amerikalı Brian D’Oliveira. Besteci ve ses tasarımcısı Martin Sig Andersen özel su altı seslendirmelerine imza atmış. Oyunda kullanılan enstrümanları izleyince insanın etkilenmemesi elde değil. Square Enix’in resmi sitesine girince, ne dediğimi daha iyi anlayacaksınız.

Lara Croft’a sesi ve hareketleri ile hayat veren Camilla Luddington, sanırım bu üçleme sonunda projeden ayrılacak. Yeni Tomb Raider Projesinde olmayacağı konuşuluyor. Yeri gelmişken söyleyeyim, Lara’nın mimikleri, özellikle konuşurken dudak hareketleri, bana garip geldi. Önceki iki oyunda böyle bir hisse kapılmadım. Hatta internette araştırdım, benim gibi düşünen oyun severler var.

Oyunda tuzak sistemi var ve genelde hep aynı. Tuzağın girişine ip çekmişler, dokunursanız duvardaki mızraklar tetikleniyor. İnanın bir kez bile tuzağa yakalanmadım. İpler hemen dikkat çekiyor ve kesiyorsunuz, ya da üzerinden atlayıp geçebiliyorsunuz. Kırılabilir zeminin altındaki tuzakları ise önceki oyunlardan bildiğimiz için bizi şaşırtmıyorlar. Bence farklı tuzak sistemi hazırlayıp, oyunculara sürpriz yapabilirlerdi. Mesela yerdeki farklı renkte bir taşa basınca, Lara’nın bedenine zehirli bir ok saplanabilirdi, ya da Prince of Persia tuzakları gibi mekanizmalar yapılıp, Lara’nın atletik becerileri ile geçilebilirdi.

Menülerde fotoğraf modunu görüyoruz. Çeşitli efekt ve çerçevelerle çektiğimiz fotoğrafı daha ilgi çekici bir hale getiriyoruz. Bol bol fotoğraf çektim ve bunlardan birini arka plan olarak ayarladım. Önceki oyunlarda daha çok keşif ve diğer gizemleri çözdüğümüz Croft Malikânesi, ana menüye eklenmemiş. Sadece Lara’nın küçüklüğünü oynadığımız bir oyun içi bölüm var. Oyunu % 100 bitirebilmeniz için tüm mezar görevlerini, Challange’ları ve toplanabilir tüm nesneleri bulmanız gerekiyor. Oyunu yaklaşık % 76 seviyede bitirdim ve yeniden oynamak için can atıyorum malum. Önceki oyunda bu kadar istekli değildim.

Her Son Yeni Bir Başlangıçtır

Oyun bitince yeniden oynamak için sebeplerimiz var, açamadığımız mezar görevleri, farklı oyun zorlukları ve diğer gizli bölümler. % 100 bitirmek için can attığımı söyleyeyim. Ayrıca önceki oyuna göre kolay bir oynanış yapısı var. Ben normal moda oynadım ve zorluğu artırarak yeniden oynamak istiyorum. Tomb Raider 3’te hatırlayanlar piranalarla karşılaşmıştık. Yıllar sonra suyun içinde piranaları görmek beni mutlu etti. Hikâye sunumu etkileyici olsa da genel anlamda, öyle “vay be” diyebileceğim bir senaryosu yoktu. Olaylar karşısında Lara’nın kişilik bölünmesi yaşaması, kendisine önceki karakterlerden sadece Jonah’ın eşlik etmesi beklediğim bir durum değildi. Çatışmalar zevkli olsa da, insanı zorlayacak seviyede olmamış. En son Boss karşılaşmasında bile, beklediğim çatışma zorluğu yoktu.

Oyunun finali beklemediğiniz bir şekilde tamamlanıyor. Spoiler vermeyeceğim merak etmeyin. Oyun üçlemesi sonar erdi bakalım bundan sonra Lara Croft’un hikâyesi nasıl ilerleyecek? Şu tadı damağımda kalan Tomb Raider The Las Revelation’u, keşke remestared olarak yeniden hazırlasalar.

 

Ah Şu Kendini Bilmez Yorumlar

Assassin Creed serisini uzun zamandır konuşuyoruz. Oyun devam etmeli mi bir yerde durmalı mı?  Yıllar önce Testere filmi içinde bu konuşmalar yapılmıştı. Bu konuşmaların sonucun da Testere artık devam edememiş, film serisi sonlandırılmış son seri olarak bir daha gelmeyecekti. Yalnız  sinema dünyası Testere’nin yerini dolduramadı.Yani birkaç ergenin yazdığı yorumları önemseyip serinin devamını çekmedi. Yıllar sonra Testere yeniden vizyona girdi. Çünkü yeni nesil artık Testere filmini unutmuştu. Şimdi ortalarda dolaşan yorumlara göz attığımız süre içerisinde oyun yapmayı bilmeyen bazı kişiler artık son bulmasını istiyorlardı. Kendi adıma Prince of Persia hayranıyım.  Assasin Creed yüzünden Prince of Persia nin oyun programının berbat olduğunu biliyoruz. Seride üvey evlat muamelesini bu oyunlar için görmüştü.

Yeni Krallığımız

Yeni Seri Yeni Hikaye

Şimdi seriden çok farklı bir başlangıç içerisindeyiz.  Yeni oyunu eski oyunlarına hiç benzemiyor. Oyun fuarında gördüğüm fragmanlarında  gerçekçi,önemsenmeyecek kadar harika oynanabilirliği olan, enfes grafikleri ile adından söz ettirecek gibi görünen, savaş sahnelerinde  irkildiğimiz, karakter çizimlerinin olağanüstü olduğu bir oyun görüyoruz.Serisinin en yeni oyunu isim olarak tanımlandı ‘Assassin Creed Odyssey’. Yine aynı sesler serinin artık son bulması gerektiğini söyedi. Sanırım fragmanı görmek istemediler. İleri ki dönemlerde God of War gibi oyunlar nasıl sükse yaptıysa sevmeyenleri tarafından büyük rağbet görecektir.

Gardınızı Alın

Türk Dili ve Edebiyatı

Gelelim Assassin’s Creed Odyssey  oyununu kısaca tanıtmaya. Şu kadar oyunun şu kadar yeri varmış, şu oyunun tarihi bu kadarmış  gibi kafa karıştırıcı oyundan soğutucu anlatımlara girmeyeceğim.Benden daha güzel yapan kişiler var.  Onları okursanız sevinirim. Çünkü ben kendi halimde yazıyorum. Öncelikle yine oyunu satın almak isteyenler yine aynı kelimeyi görecekler.On beş tane ülkenin resmi dili destekleniyor ancak Türkçe dil seçeneği desteklenmiyor.  Sanırım oyuncular yine korsan oyunculara gem vuracakken, Ubisofta ‘ arkadaş bir seçeneğim yok kabul ediyorum,ortalar da korsancılar yüzünden bu seçenek eklenmedi! diyeceğim. Ben dili olan ülkelerden niye fazla ödüyorum? diyemiyorlar.Başlı başına aynı olabilir. ancak dil seçeneğindeki eksiklik ülkemizde pahalılığa değil eksikliğe neden olacaktır. Bu yüzden de  kullanıcılar dil seçeneği olmayan bir oyuna o kadar fazla para vermesi engellenebilir. Bunun karşı standartları da var, diyebilirler! İngilizce öğrensinler. Cevabım sana ne! olacaktır. Burası İngiltere’nin sömürge ülkesi değil sonuçta. bayrağımız da ayrı dilimiz de ayrı boyunduruk altındaymış gibi de  öğrenmek zorunda değil Türksen Türk’sündür.

 

Savşacağız mı ? Konuşacağız mı?

Savaşacağız veya  Konuşacağız

Çıkış tarihini göz attığımızda kısa bir süre kaldığını görüyoruz. Yaklaşık 2 hafta sonra 5 Ekim günü oyun dağıtılmaya başlanacak. Ülkemizdeki oyuncularının yarısından fazlası bu oyunu bekliyor.  Yılın son oyunu en iyi oyun olabilir. Belki de denilen doğrudur. Assolistler sonradan meydana çıkarlar. Oyun fiyatı ilk günlerde 200 lirayken, ön sipariş fiyatı küçük meblağlarla  210 liraya kadar ulaştı. Oyunun diğer fiyatları ise deluxe versiyon için 239 Türk lirası, Gold için 349 Türk lirası, Ultimate için ise 385 Türk Lirası olarak yer alıyor.

Bu manzara savaş ile değişecek

Fiyatlar Uçuyor

Çıkış tarihine göz attığımızda kısa bir süre kaldığını görüyoruz. Yaklaşık iki hafta sonra 5 Ekim günü oyun dağıtılmaya başlanacak. Ülkemizdeki oyuncuların yarısından fazlası bu oyunu bekliyor. Yılın son oyunu en iyi oyun olabilir. Belki de denilen doğrudur. Assolistler sonradan sahneye çıkar. Oyun fiyatı ilk günlerde 200 lirayken, ön sipariş fiyatı küçük meblağlarla  210 liraya kadar ulaştı. Oyunun diğer fiyatları ise deluxe versiyon için 239 Türk lirası, Gold için 349 Türk lirası, Ultimate  için ise 385 Türk Lirası olarak yer alıyor.

Güzellik abidesi kassandra

Herkese, Herkes için Oyun Tarihi

Yıllar önce 1996 yılında  bir film izlemiştim. Herkül ve Zeynaların olduğu dönemde bu filmi izlemek mükemmel bir deneyimdi. Filmin ismi oyun ismiyle aynı Odyssey. Mitolojik iki filmden oluşan harika bir yapımdı. Spoiler vermek istemiyorum ama  bu bir hikaye doğrultusunda ilerleyen bir macera yıllar geçse de unutulmayacak.  Yunan mitolojisinde geçen bu asırlık hikaye farklı açıdan işlenirse devam oyun olarak mükemmeliyetini  koruyacaktır. Oyunun sistem açıklamasına baktığımız süre içerisinde açıklamayı %90 6  bir Türk’ün yaptığını görüyoruz.  Hayatımda böyle bir oyun açıklamasına hiç denk gelmedim.  Yeni nesil ergen filmlerinin dublajını yaparken ‘kanka ne haber ?Geliyom gidiyorum vs!  gibi dublajlar yaparlar ya, daha çok  izlensin daha çok satılsın.  Açıklamayı da gördüğüm süre içerisinde  aynı taktiği genç bir arkadaşımızın yaptığına inanıyorum. Yeni serinin en önemli özelliklerinden bir tanesi oyuna aldığınız zaman labirent oyunları gibi gitmiyor olmanız. Konuştuğunuz kelimeler hikayenin sonunu ve sizin Yunanistan kıyılarında yapmış olduğunuz maceraları çok etkileyecek.

 

Ben de sizin gibi bu oyunu  sabırsızlıkla bekliyorum. Yeni bir seriye şahitlik etmek  sizler kadar beni de  memnun edecektir. İki hafta sabredelim.  Oyun sayfaları oyun siteleri  oyun videoları  bu oyundan bahsedecek. Hepinize İyi okumalar, iyi oyunlar.

Sekiro’dan Haber Var

Son yılların en iyi oyunlarından bir tanesi olacağı düşünülen  Sekiro Steam kullanıcıları için şuan indirimde bulunuyor. Çıkış tarihi olarak 22 Mart 2019 görünse de ön  kullanıcılar için şu an sistemde bulunuyor. Yani oyunu aldığınız süre içerisinde güzel indirimler, belki de ona bağlı hediyeler kazanma şansınız da olabilir. Genellikle ön sipariş verilen oyunlar hem fiyat hem de kullanıcılara özel arşivlik standartları sunmaktadır.

 

Oyunun geliştiricisi From software  yayıncı kuruluş işe activision olarak geçiyor. Steam  kullanıcıları şimdiden ön sipariş vermiş durumdalar. Yalnız kısaca dil Platformuna  baktığımız zaman oyunun kullanım menüsünde bulunan dillerde Türkçe menüsü yer almamaktadır.Yani oyunu ön sipariş de alsanız. yabancı bir dilde oynayacaksınız. Bu da Türk oyuncular için bir dezavantaj sayılabilir.  Ön  ön siparişle bulunduğundan  Kısa bir süre için Türk Lirası ile birlikte 289 TL olarak belirlenmiş.

Asya oyunları yakında revaçda olacaktır.

Ülkemizde sevilen ve tartışılan bir oyun olan Dark Souls serisinin yaratıcıları olan from software tarafından geliştirilen bir oyun  olarak göze çarpıyor. Klasik oyun yaratıcıların düşündüğü formatta Her zamanki gibi bir ninja  gözümüzün önünde oyun severler ile birlikte duruyor.  oyunun beta açıklamasını anladığımızda göre Sengoku  kentinde 1500’lü yıllarda Oyunumuzun kahramanın hayatına dahil oluyoruz.  Oyunda çeşitli bulmacalar gizlilik ön planda bulunuyor.

 

Oyunun komboları oyunun yerleşik mekanizmaları ve oyundaki hareketleri yıllardır beklediğimiz Prince of Persia oyununa benzettim.  duvardan duvara birleşik atlamalar. akrobatik hareketler sanki 1500’lü yıllarda geçmiş bir Prince of Persia oyunu sezdim.  Tabii ki Bunun içerisinde Japon kültürü,evleri ve 1500 yılında geçen bir intikam hikayesi yer alıyor. Bu arada oyun tek kişilik bir oynanış için hazırlanmış. Sistem gereksinimleri halen belirtilmemiştir. Yakın zamanda bu kültürüne bağlı oyunlar çıkması ile  PlayStation 2 zamanlarındaki rüzgarını yeniden yaşıyoruz.  Bu bağlamda yeni nesil eski oyunlarını çok sağlam bir şekilde izleyeceğine inanıyorum.  tekrardan söylüyor İstiyorum on siparişteki oyunumuz 22 Mart günü oyuncularla buluşacak. Sekiro ile ilgili geniş bir haber bilgisi için buraya tıklayınız.

Rüyada mıyız?

Güzel bir haberle yolculuğumuza devam ediyoruz. .Finlandiyalı Remedy firması tarafından geliştirilen Microsoft Xbox 360 için 2010 yılında  çıkan, Windows için ise 2012’de yayınlanan enfes korku oyunu Alan Wake dizi oluyor. Aksiyon gerilim tarzı bu dizinin yazarlığını da yapmış olan Max Payne 1’den  tanıdığımız Sam Lake yapıyor. Aksiyon macera korku öğelerini birlikte barındıran bu proje  korku yazarı kahramanımız içinden çıkılmayacak rüyalarını barındırıyor. Kimi zaman gerçeklik-rüya arasında kalarak apansız amansız bir mücadele veriyordu. İlk oyun beğenilince serinin devamı gelmişti. İkinci oyunun adı American Nightmare idi. Bu kesinlikle tutmamıştı. İlk oyunundan çok çok farklıydı. Karanlık atmosferi, göller arasında gezintiler, büyük karanlık ormanlık alanlarda yürüyüşler gerçekleştirecek yerler bulunmuyordu.

 

Belki de Rüya değildir?

Atmosfer Çok Önemli

Yazarın  sevilmesini de ki en büyük etken oyunun geçtiği Kasaba, bulunan göller, heyecanlı oynanış özelliği  ve sizi içerisine çeken karanlık atmosferiydi. Böyle bir oyunun dizi yapılması  polisiye korku türünde olacak olması oyuncular olarak sevindirecekdir.  Düşünsenize korku yazarı bir olayı araştırmak için bir kasabaya geliyor ve kasaba iddalı bir atmosfer ile donatılmış. Ne diyelim? harika olur.Projeyi Contradiction Films üstleniyor. Daha önce Mortal Kombat Legacy, Dead Rising filmleri ve Sleeping Dogs  gibi yapımlarda emeği geçtiği için hatırlıyoruz. Firma bu tür ilgi çekici projelere  yeni bir yüz getiren ,çekim kalitesi ile iddialı olan firma yazarımızın içinde ki buhran, rüyalarını, araştırmalarını en iyi şekilde işlendiği hikayeyi de iyi uygulayacaktır.

Piller Bitmesin

Güzel Bir Hikaye Olsun

Haber beni sevindirdi. Yeni nesilde onu yakından tanıacak. Yazarımızın kendini ve kitabın sayfalarını aradığı bir dönemde konuk olduğu bölüm yakınındaki misafirhane beni kendine aşık eden en büyük etkenlerden bir tanesidir. Oyun oynarken her zaman düşünürüz. Belki sizi bilmem ama kendi adıma düşünüyorum.  Bazı yerler ‘Keşke orada yaşasaydım’ hissi hissiyatı veriyor. Bu güzel oyun bunlardan birisiydi. Tam olarak araştırmadım Ancak böyle bir endüstri varsa, böyle bir konaklama yeri varsa, dizide bunu görebilirsem bütün eşyalarımı toplarım ve bırakın ben oraya gideyim. Korku yazarımız oyunda nasıl kitap sayfalarını topluyorsa, Biz de diziye kavuşacağım günü bekliyorum..

 

Shadow of the Tomb Raider bugün, yani 14 Eylül 2018 itibariyle çıkış yaptı. Xbox One, Playstation 4 ve PC için çıkış yapan oyun Tomb Raider üçlemesinin sonu olarak düşünülmüş ve hazırlanmış. 2013’te Tomb Raider: A Survivor is Born ile başlayan seri 2015’te Rise of the Tomb Raider ile devam etmişti. Şimdi ise üçlemenin finali geldi. Bakalım nasıl olmuş.

İlginizi Çekebilir: Nasıl Bir Oyuncusun?

Shadow of the Tomb Raider genel olarak iyi bir oyun olarak olarak tanımlandı. Oyun hikayesi ve oynanışıyla oldukça iyi fakat önceki oyunlardaki sorunlar devam ediyor. Shadow of the Tomb Raider önceki iki oyunun aynısı gibi hissettiriyor. Görsel ve oynanış olarak yenilikler getirmişler evet, ama oyun hala 2013’te çıkan ilk oyun gibi geliyor. Aynı sorun ikinci oyunda da vardı ve zaten genel olarak sevilmemesinin sebebi de buydu. Fakat hatalarından ders almayıp üçüncü oyunda da bu hataya düşmeleri beni şaşırttı doğrusu.

Önceki Oyunlardaki Sorunlar Devam Ediyor!

Eğer bu tür oyunlardan hala bıkmadıysanız, açık dünya hisli bir shooter oyunu oynamak istiyorsanız, Lara Croft’un hikayesinin sonunu görmek istiyorsanız ya da oyunsuz kaldıysanız ve aradığınız şey sadece bir oyunsa Shadow of the Tomb Raider’ı gönül rahatlığıyla oynayabilirsiniz, sizi hayal kırıklığına uğratmayacaktır. Fakat artık bu türden bıkmış usanmışsanız ya da Lara Croft’un hikayesi çok da umrunuzda değilse bu oyunu almanızı önermem. Sonuçta oyun fiyatları uçtu gitti, cebinize yazık.

Oyunun inceleme puanları ise şu şekilde:

USgamer – 3.5/5
The Guardian – 3/5
Game Informer – 7.5
PC Gamer – 84/100
GamesRadar+ – 4/5
Eurogamer – Skor yok
The Telegraph – 2/5
Gamespot – 6
GamesBeat – 87/100
Stevivor – 9
COGconnected – 78/100
VideoGamer – 7
IGN – 9
Daily Dot – 4/5
Shacknews – 7
Destructoid – 7.5
Easy Allies – 8.5

Strateji oyunlarını seven oyuncuların severek oynadığı Age of Empires ve Red Alert serisinin aksine Tzar maalesef ki gereken ilgiyi göremedi. Tzar: The Burden of the Crown, Take-Two Interactive tarafından yayınlanan ve Bulgar oyun geliştirici şirketi Haemimont Games tarafından geliştirilen gerçek zamanlı bir strateji oyunudur. 31 Mart 2000’de yayınlanan Tzar kim ne derse desin benim için hala aşırı güzel bir oyundur. Oyunun çıkışı ile birlikte ilk başlarda olumlu tepkiler alsa bile yapımcı şirket bir oyun dergisine oyunun demo halini gönderince oyuncuların umursamaz tavrı ile karşılaştı.

tzar

Oynanış

Tzar kurgusal olarak orta çağda geçiyor. Oyun Age of Empires serisine benzeyen temel bir gerçek zamanlı strateji tabanı ile oyunculara sunulmuştu. Temel amacınız ise komşu krallıkları fethetmek ve tüm oyunu himayeniz altına almak, ya da seçilen oyun moduna bağlı olarak kalelerini yok etmektir. Oyuncular, Avrupa, Asya veya Arap gibi oynayacağı üç birimden herhangi birisini seçip oyuna başlayabilirler. Hangi bölgeyi seçtiğinize bağlı olarak birçok farklı bina ve farklı karakterler üretebilirsiniz. Irklar ve bölgelerdeki temel farklılıklar sadece özel bina tipleri ve mevcut asker türleridir.

Tzar’da krallığınız için toplayabileceğiniz dört farklı kaynak mevcut. Bunlar: yiyecek, odun, taş ve altın. Gıdalar mahsül hasat etmek, inekleri sağmak ya da et için öldürmek, ayrıca gölün veya nehirlerin bulunması durumunda balık avlamak suretiyle toplanabilir. Ağaçlar ağaç kesilerek toplanır ve altın ve taş madencilikle toplanır.Tüm birimlerde sağlık vardır ve sağlık puanı azalan binalarınız kırılmaya başlar ve sonrasında tamamen çöker. Fakat ürettiğiniz büyücüler büyü büyü yaparak askerlerinizi ve binalarınızı koruyabilirler.

Oynanış Oldukça Çeşitli!

Her üç grupta inşa edilebilecek ana yapılar; evler, çiftlikler, demirciler, atölyeler, barakalar, ahırlar, kuleler, duvarlar, kapılar ve hanlardır. Oyuncular genellikle oyuna bir kale ve birkaç köylüyle başlar. Her türlü kaynak kaleye taşınabilir. Bina evleri nüfus sınırını arttırır. Çiftlikler, inek üretmek için ve ayrıca yiyecek toplamak için de kullanılabilir. Bazı tip askerler için ahırlar gereklidir(süvari birlikleri) ve demirciler, birimlerin zırhlarına ve dövüş becerilerine çeşitli iyileştirmeler sağlarlar. Atölyeler kuşatma makineleri inşa etmek için kullanılır. Kuleler savunma için kullanılır.Hanlar, oyuncunun kaynakları değiştirebileceği ve daha sonra paralı asker ve kahramanlar kiralayabileceği yerdir. Rıhtımlar, balık tutmaya ve denizin öbür ucuna seyahat etmek için inşa edilebilir.

tzar lobi

Üç ırkın her birine özgü bir dizi elit bina var. Örneğin, Avrupalılar bir katedral, Asyalılar bir Shaolin manastırı ve Araplar bir cami inşa edebilir. Bir başka önemli bina, oyuncunun farklı yaratıkları toplayabilen, büyücüler yaratabilen büyücü kulesidir. Avrupalılar devleri ve yaratıkları kontrol edebilir. Arap ırkı ile oyuna başlarsanız cinleri kontrol edebilirsiniz. Son olarak Asya’yı seçerseniz ejderhaları kontrol edip oyunun çivisini çıkarabilirsiniz.

Oyuncuların, düşman kuvvetlerini yok etmek veya bir kaleyi saldırılardan korumak gibi belirli hedefleri tamamlamaları gereken tek kişilik oyuncular için bir seferberlik seçeneği de bulunmaktadır.Seferberlik modunda toplam 20 görev de sizleri bekliyor. Böylesine güzel bir oyunun hak ettiği değeri görmemesi de aşırı üzücü bir durum.

 

Yazmaya başladığım 2005 yılından beri kendime koyduğum ve çok sevdiğim katı bir kuralım vardır. Oynanmamış oyun yenidir. Bu yüzden benim literatürümde hiçbir zaman eski-yeni tarz konuşmaları göremezsiniz.  Şimdi sizlere bahsedeceğim oyun özellikle 2009 yılının Mayıs ayında çıkan Yukarı Bak animasyon filminin oyunu. Güzel sade ve eğitici. Oyun 2009 yılında çıkmasına rağmen grafikleri sanki günümüz dünyasına adapte olmuş bir şekilde bize hizmet etmeyi bekliyor. Disney’in oyun dünyasına kattığı en iyi oyunlardan bir tanesi olduğunu düşünüyorum.

Bir Macera Vardı!

İsterseniz Animasyonu şöyle bir hatırlayalım. Yıllar önce  filmini izlerken o güzel grafikleri acı da olsa hüzünlü izlemiştik ve çok beğenmiştik. Küçüklükten tanışan Karl Fredericksen ve eşi Ellie ile tanışmaları mutlulukla izlemiştik. Ne var ki her oyun belli bir süre sizi mutlu etse de filmde olduğu gibi üzücü şeyler de var. Bu gençlikten beri birlikte evli kalan tatlı çiftliğimiz para biriktirmek için çabalıyordu. İzlemeyenler tabii ki olacaktır fazla spoiler vermek istemiyorum ve oyuna adapte olmak için öncelikle animasyonu mutlaka izlemelerini rica ediyorum. Çünkü animasyondan bazı kesitler ve bazı hatıralar olacağı için size büyük yarar dokunacaktır Hani “Ben hangi oyunu oynuyorum? Nasıl buraya geldim?” gibi cümleler kurmayın desem yalan olmaz.

İlginizi Çekebilir: Sokağın Çocukları: Max Payne #1

Yukarı Bak

Cennet Vadisi Nerede ?

Tıpkı filmdeki gibi oyunda en çok görebileceğimiz karakterlerden bir tanesi de izci çocuk Russel. Film boyunca okulun onu gönderdiğini ve yaşlılara yardım etmek istediğini belirten bu yaşlı dostu Russel, oyun ve filmde duyabileceğiniz en fazla kullandığı kelime Bay Fredericksen olacak.  Animasyon filmini izleyip bitiren kişi 2009 yapımı Yukarı Bak   oyununa başlayacağı sürede kendisini filmin ortalarında buluyor.  Fazla Spoiler vermek istemiyorum ama belki de filminin sonunu oyunda siz tamamlayacaksınız.

Peki Senaryo Nasıl?

Filmde olduğu gibi yaşlı kahramanımız Karl, balonlarını uçurmuş eşiyle birlikte karar verdikleri ama gidemedikleri, eşinin son isteğini yerine getirmek istediği vadiye doğru yola çıkmıştır.  Gökyüzünde kapı birden çalınır.  Kapıyı açtığında komik bir manzara ile karşılaşır. Yaşlı Karl Haberi olmadan kendi macerasına okuldan İzci Russelide katmıştır. Yanlış bir duygu olduğunu düşünen yaşlı kahramanımız Russeli  ailesine teslim etmek için balonlardan birkaçını kopartır.  Bu sırada  itişmelerden Karl yere düşer ve dümen Russelin kontrolüne geçer. Russelin amacı sadece yardım etmektir. Uyandığında Russel kendilerini Güney Amerika’da bulunan eşi ile birlikte gelmek istediği Cennet Vadisine getirir. Sert bir düşüşle evin içinden çıkarlar. Cennet Vadisi’ne gelen bu iki ile yeni Maceraları atılacağını kesinlikle bilmiyordur. “Genel olarak oyuna giriş nasıl?” diye sorarsanız, sizi zamanın ötesinde tabii ki kreşler beklemiyor ama çok tatlı grafikleri beklediğini söyleyebilirim. Bir çocuk oyunu gibi görünse de yetişkinlerin bile düşünce, mantık ve kafa yapısını olacak özelliklerde bulmacalara sahip bir oyun olduğunu söyleyebilirim.

Cennet Vadisi’nde Hayal Gibi Bir Macera Yaşayın!

Az önce bahsettiğim gibi hızlı bir düşüşle Cennet Vadisi’ne geliyorlar. Cennet Vadisin’de animasyondaki gibi evi bağlayamadıkları için ev hızlı bir şekilde kayalıklardan rüzgar etkisiyle yön değiştiriyor.  Kahramanlarımız  rüzgarın etkisiyle evin gittiğini görünce maceraya istemeden de olsa başlıyorlar. Oyunda iki kişiyi kontrol ediyorsunuz. Diyelim ki 9 yaşındasınız, paylaşmanın ne olduğunu bilmiyorsunuz. Hayatınız boyunca tek başınıza oyun oynamışsınız. Gazete haber sitelerinde “oyun oynamak kötüdür, oyun oynamak psikolojik sorunlara yer açar” cümlelerini sıklıkla duymuşsunuz. 15 dakika kendinize vakit ayırdığınızda  oyunun en başta ürettiği bir olay var.  Paylaşmak! Oyun size hayatınızda ne kadar güçlü olursanız olun bir insanın yardımına almadan bir yere gelemeyeceğinizi gösteriyor. Bunu da paylaşarak yapıyorsunuz. Oyunun yaptığı ikinci şey  problem çözme yeteneğini geliştirmek. Oyunda bazı bölümlerde öyle zora giriyorsunuz ki nereye gitseniz, ne yapsanız bilemiyorsunuz. Hangi şekilde  oyuna devam edeceğinizi problem çözme yeteneğinizi geliştirerek öğrenebiliyorsunuz .

Kendinize Güvenin!

Hani sosyal hayatımızda bazı kendini beğenmiş müdür veya patronlar sizi  karşısına alır ve kalabalık bir yerde “Senin kendine güvenin yok, sen kendini geliştirme yeteneğine sahip değilsin” gibi aptalca kelimeler kullanır ya.  Bu sizin problem çözme yeteneğinizi olmadığını göstermez. Yalnızca ahmaklığı ile sadece para kazanmış kişilerin kendini üstün görme özelliğindendir. Bu gibi oyunlar oynayarak ilk başta söylediğim gibi hem paylaşmayı hem de kendinize olan güveni ve problem çözme  yeteneğinizi geliştireceğini inanıyorum.  Bazı oyunlar kendi kendini geliştiremez. Bir oyunun amacı sadece silahla ateş  etmek olabilir.  Kimi oyunlar ise kişinin el becerilerini geliştirecek en önemli etmenlerden bir tanesi olarak insanların hizmetine sunulur. Oyunun başında oturduğunuz yerde  paylaşmayı ve problem çözme yeteneğinizi geliştiriyorsunuz. Belki de ülkemizde en sevilmeyen oyunlardan çeşit olarak kendi potansiyeli bulma oyunları ya rafa kaldırılmıştır  yada beğenilmemiştir.

Atmosfer Çok Güzel!

Oyununun atmosferi karanlık fırtına ve yağmurlu bir atmosfer. Çevremizde bize yardımcı olacak sandıklar, enerjimizi dolduracak çiçeklerler bulunuyor. Oyunda ilerlerken kaptırıp düz bir yol hayal etmeyin. Kimi zaman karşımıza bir göl, kimi zaman dağlık bir bölge, kimi zaman da tahterevalliden atlayıp karşı tarafa geçirmenizi sağlayan projeler çıkıyor.

Oyunun iki kişi oynandığını söylemiştim. Sırasıyla birbirimize yardım ediyoruz. Farklı şekillerde  oyunun sunmuş olduğu  eksik materyalleri  topluyoruz.  En çok topladığımız şeyler çiçek ve kelebek. Oyunda tuzaklanmış bölümleri geçebiliyor, bazı eşyaları yerinden oynatarak  gideceğimiz yere doğru bir plan yapmamızı sağlıyor. Karakterlerle sesler arasında farklılıklar oluşabiliyor. Bu arada oyunun Pc, PSP ve PS2 versiyonlarında bazı geçiş farklılıklarıda var. Ilerlemeli versiyonları olduğu için kriterler arasında sanki oyun hiç bitmeyecek gibi düşünüyor tuzaklardan geçerken kendinizi koruma altına alıyorsunuz. Oyun oynarken o kadar çok macera yaşayacaksiniz ki, bunu bilseniz kendinize kocaman bir kahve deposu hazırlarsınız.

Macera Sizinle Gerçekleşecek!

Şimdikiler soruyor ya “Yeni nesil bir oyunda hikayeye mi, oynanabilirliğe mi, yoksa grafiğe mi, önem verirsiniz?” diye. Tahmini 2015 yılında çıksaydı size animasyon filminden kocaman sahneler büyük devasa videolar sunacaktı. Çünkü günümüz oyuncuları geçmiş dönem oyuncuları gibi oyun oynamıyor bir oyun alıyor parasıyla aldığı oyun kendisinin olduğunu zannediyor ancak bir oyunda hatıralar yoksa, bir oyuna oyun demek gerçekten çok zor bir durum.  Oyun 2015 yılında çıksaydı geniş çaplı full HD videoların arasında 10 bölüm oyun oynayacaktınız. Kısaltılmış bir hikayesi olan ama hemen bitirip sıkılacağınız bir oyun.  Bu tür oyunlarda sıkılmıyordunuz.  Oyun oyun olarak kalmadığı için ticarete döndüğü için şimdi fazlasıyla video izliyor, oynanabilirlik ve hikayeden mahrum kalıyorsunuz. Bu oyunda tuzaklardan atlıyor dehanızı konuşturuyor, yeri geliyor düşmanımızın zeplinine biniyor, yeri geliyor uçurumlardan atılıyor yeri geliyor zeplin üzerinde bir ölüm kalım yarışı veriyorsunuz.

Uzun Hikaye, Uzun Oynanış ve Final!

Animasyonu belli bir bölümden sonra siz yaşıyorsunuz. Sonu belli ancak konuyu değiştirecek finali uğrayacak finalde mutlu sona ulaşacak iki kişi görüyorum. Animasyon filminin detayları için buraya tıklayabilirsiniz. Oyununu merak ediyorsanız yanınıza alacağınız bir arkadaşınızla  hoşlandığınız yiyecekleri yanınıza alarak ışığı kapatıp birbirinize yardım ederek yıllardan beri hayalini Kuran Cennet Şelalesi’nde huzurlu bir hayat yaşayın….  Oyunu çok seveceksiniz. Sadece buu oyun için değil, her oyunu, sevsin, sevmesin her zaman yanınızda olacak, sevdiğiniz, değer verdiğiniz, size akıl verecek eğlenmeyi bilen dostlarınızla oynamanızı rica ediyorum. Eğer bir oyun tek başına oynanıyorsa orada arkadaşlık ve kardeşlik bakımından  bir eğlence gerçekleşmiyor. Hayat Güzeldir. Siz de hayatın kendisinden bir parça koparmak için  param var istediğim oyunu alır oynarım demeyin. Güzel arkadaşlıklar kurun ve  oyunun heyecanını birlikte paylaşın.  Oyunu oynarken sizlere iyi eğlenceler diliyorum.  Unutmadan söylüyorum.  Bu benim sloganımdır. Oynanmayan oyun yenidir…

 

 

Sayfa 94 of 124...91929394959697...